Hesaplaşma
Ağzımdan dalgalar çıkıyor, sesim yaralı ve vahşi bir hayvanın kükreyişine benziyor. Göğsümün üzerinde nefes almamı zorlaştıran yabancı bir ağırlık var. Elimin içinden ipek bir hayalet gibi geçen suyun nasıl bu kadar sert…
Otel
Bölüm 1 : Otel Odasına Yerleşme Günaydın, iyi günler ve tatlı rüyalar efendim. Ah, ben de iyiyim, çok teşekkür ederim. Acaba sizden, tek başıma uyuyup tek başıma uyanacağım, yalnızca tek kişilik bir…
Kiraz Dalı
Otuzlu yaşlarıma geldiğimde artık insanlarla çok daha az ve kendimle her zamankinden daha fazla konuşur olmuştum. Tanrı ile arama engeller konmuştu. Artık günahlarımı biliyor, bazen bile bile bunlara yenilerini ekliyor ve işte…
direnmek ya da delirmek
Buraya ne zaman geldiğimi artık hatırlamıyorum ama nasıl geldiğim hala her ayrıntısı ile aklımda. Emin değilim ama ellerime bakınca son derece zayıflamış gibiyim. Parmaklarımdaki eklemlerin iki yanında, kemik çıkıntıları fark edebiliyorum. Bembeyaz…
Sevgili Okura Notlar
Güzel yazan insanlar mı kötü şeyler yaşar, yoksa insan kötülükleri yaşadıkça mı güzel yazmaya başlar? Yazmak; artık konuşmaktan vazgeçmiş insanların bir çıkış yolu aramasından öte nedir ki aslında? Şimdilerde net olarak hatırlayamadığım…
Pencere
Sıradan bir hayatta, sıradan bir adamdım. O kadar ki tüm sıradanlığım toz içindeydi. Tozlanmış bir oda, tozlanmış perdeler, tozlanmış masamın üstünde tozlanmış kitaplarım vardı. Bu tekdüzeliği bozan tek şey, yatağımın hemen yanında,…
Kargalar
Bu hikâye, o vakte kadar hiç görülmemiş büyüklükte ve görülmemiş görkemde bir kuş evinde başladı. Doğusu ile batısında, kuzeyi ile güneyinde sınırlarına ulaşabilmek için günlerce yol almak gerekirken iş tavan yüksekliğine geldiğinde,…
Afife
24 Temmuz 1941 Beyaz çarşaf ve beyaz duvarlar, beyaz iki perdenin gerisinde bir gözüküp bir yok olan minik bir serçe var. Yüzüm ve ellerim bembeyaz, adeta yürüyen bir ceset gibiyim. Bir kimliğim…
Kargalar ve Farkhunda
İçimde ilk ayakkabısına altı yaşında kavuşmuş, yanık yüzlü, küçük ve kara bir çocuktan doğma, koca bir hüzün var. Çocuk öleli yarım asırdan dört fazla zaman olmuş, ben ise çocuğun öldüğü yaşı iki…
Manavgat
Saat sabahın üçüne erişti. Havada tuhaf bir kızıllık, insanın nefesini kesen bir ağırlık var. Başımı pencereden çıkarıyorum. Penceremin pervazında, çatlak saksısına sinmiş ürkek menekşeye selam verecek oluyorum ama vazgeçiyorum, sanki biraz sesli…
Kedime Ağıt
Mahmut Tito’nun anısına… Bugün benim kedim öldü. Küçücük bir kutuya sığdırdılar küçücük ömrünü, ellerime verdiler. Sandım ki dünyanın yükü, öyle ağır… “Altı üstü bir kedi…” dediler. Altından baktım, üstünden yokladım, ama yok,…
Sazlıktaki Maden Kanaryası
Rivayet odur ki; Hz. Muhammed, bir gün yaşamın sırrından bahsetti Hz. Ali’ye. Bu sır, bizim şimdilerde belki çok da tasavvur edemeyeceğimiz bir ateşti dinleyenin ve hissedenin kalbine. Öyle ki bazen buz gibi…