“ Put your loving hand out, baby
‘Cause I’m beggin’ ”
Yukarıdaki sözleri okuyunca tiz ve çatallı bir erkek sesi kulağımızda çınlıyor. Bu gayet normal. Instagram hikâyelerinde, video derlemelerinde, oturduğumuz mekânlarda sürekli duyuyoruz bu şarkıyı. Orijinali The Four Seasons grubuna ait olan bu rock parçası günümüze kadar pek çok defa coverlandı. En günceli, hepimizin de bildiği ve sürekli duyduğu üzere Måneskin’e ait. Beggin’ uyarlamalarıyla hayatımızda yer edinen grup, bu senenin Eurovision’unu kazandıktan sonra deyim yerindeyse uçtular ve daha da büyümeye devam ediyorlar. Grubun ortaya çıkış hikâyesine baktığımızdaysa, sıfırdan kendilerini var ettiklerini söylersek yalancı çıkmayız.
Grubun basçısı Victoria De Angelis, lisedeki müzisyen arkadaşları Damiano ve Thomas’ı toplayarak bir grup kurdu. Damiano özel sesiyle solist oldu, Thomas ise gitara geçti. Roma yakınlarındaki Frosinone kentinde yaşayan Ethan davulcu olarak onlara daha sonra katıldı. Grup üyeleri gruba isim bulmaya çalışırken yarı-Danimarkalı Victoria’dan havalı Danca kelimeler söylemesini istediler. Ay ışığı anlamına gelen Måneskin (okunuşu “Maneskin” değil, “Moneskin” şeklinde) de bunlardan biriydi, seçilen isim de bizzat bu oldu. Bu işe koyulduklarında sadece 16 ve 17 yaşlarındalardı, pek çok kişinin çocuk diyeceği yaşlarda. Roma’nın tarihi sokaklarında çalmaya başlayan grubun yükselişi, deyim yerindeyse uzay mekiği hızında oldu.
2017’de Yetenek Sizsiniz’in İtalyan muadili X-Factor Italia’ya katıldılar. 2 dakikalık bir performansla ilk şarkıları Chosen’ı söyleyen grup seyirciler tarafında ayakta alkışlandı
Sonraki performanslarında Somebody Told Me (The Killers) ve Beggin’ coverlarıyla göz dolduran grup İtalya’da ünlenmeye ve sevilmeye başladı. Yarışma jürisinde bulunan ünlü şarkıcı Matteo Agnelli, onları böylece tanımıştı ve buradan itibaren menajerliklerini ve mentörlüklerini üstlenecekti. Aynı senenin Aralık’ında Chosen (Seçilmiş) adlı EP’lerini yayınladılar. 7 şarkının 6’sı İngilizce’ydi ve 3’ü coverdı. Hemen sonraki sene yayınlanan Il Ballo Della Vita (Yaşamın Dansı) albümüyle acemiliklerini üzerlerinden attıklarını ve soundlarını buldukları belli oluyordu. Şarkıda İtalyanca şarkılara da yer vererek kendi dillerinde de üst düzey rock müzik yapabileceklerini gösterdiler.
2021’de San Remo Müzik Festivali’ne katıldılar. İtalya’nın San Remo şehrinde her sene mart ayında bir müzik festivali düzenleniyor ve yarışmanın galibi Eurovision’da İtalya’yı temsil etmeye hak kazanıyor. Yazdıkları Zitti e Buoni isimli şarkıyla katılan Måneskin, festivalin iki gecesinde de sahne aldı. Ünlü orkestra şefi Enrico Melozzi’nin orkestrasıyla performansa dahil olmasıyla performansları tek kelimeyle muhteşem oldu.
Festivali %40,7 oy oranıyla kazandılar ve Eurovision’a katılmaya hak kazandılar. Festivalde geçtikleri isimlerse X-Factor’den jürileri Fedez ve 2017’deki festivalin kazananı Ermal Meta’ydı.
Eurovision’a da iddialı kıyafetleriyle katılan grup, basitleşmiş pop müziğin elinde esir olan yarışmaya tarzları ve müzikleriyle yepyeni bir soluk getirdiler. Finalde öyle bir performans sergilediler ki, sanki o akşamın olayı kendi konserleriymiş de diğer Eurovision katılımcılarına ön performans olarak yer vermiş gibilerdi. Sahneye hakimiyetleri ve canlılıkları olağanüstüydü. Jüri oylamasında üçüncü olsalar da televoting’i (halk oylaması) birinci gelerek Eurovision’u kazandılar ve 31 senelik aradan sonra İtalya’ya Eurovision zaferini tattırdılar. Galibiyet konuşmasında Damiano, zaferin bir anlamda rock müziğe ait olduğunu şu iddialı cümleyle haykırdı: “Rock’n Roll asla ölmez!”
Eurovision zaferinden beri Måneskin ardına bakmadan devam ediyor. Londra, Berlin, Paris, Stockholm gibi Avrupa’nın büyük şehirlerinde defalarca sahne aldıktan sonra Amerika’ya da açıldılar. Jimmy Fallon’ın The Tonight Show’unda ve Ellen’ın şovunda da sahne aldılar. An itibariyle hâlâ oradalar ve ülkenin dört bir yanında konserler vermeye devam ediyorlar. Geçtiğimiz ay çıkardıkları teklileri MAMMAMIA da çok sevildi ve konserlerinde sürekli yer verdikleri bir parça oldu.
Müziklerinde pek çok grubun etkisi fark ediliyor. Dinlediğinizde Muse, Soundgarden, HIM ve hatta Nirvana’nın etkileri bariz. Fakat üzerlerindeki esas nüfuz Marilyn Manson’a ait. Müzikleri, giyimleri, tarzları ciddi manada Manson’ı andırıyor. Pek katılmasam da Harry Styles etkisini iddia edenler var ki Damiano daha önce bir röportajda Styles’la çalışmak istediklerini dile getirmişti. Müzik konusunda olmasa da moda anlayışlarının epey benzeştiğini söyleyebiliriz.
Giyim konusunda inanılmaz yenilikçi, cüretkâr ve iddialılar. Havalı ve orijinal imajlarının önemli bileşenlerinden biri de bizzat giysileri. Sadece sahne kostümlerinden bahsetmiyorum, gündelik hayatlarında da sahnedekinden çok farklı giyinmiyorlar. Måneskin üyelerinin giydiklerine kronolojik olarak baktığınızda giyimlerinin daha sıra dışı ve cesur hale geldiğini gözlemlemek mümkün. Topuklu ayakkabılar, bol ceketler, bol paçalı pantolonlar, bazen ışıl ışıl bazen mat tonlarda kıyafetler, transparan-fileli elbiseler, kürkler, korseler ve deri eldivenler grubun –söz konusu Måneskin’in giyimi olunca standart kelimesini kullanmak biraz abes kaçsa da- standart giyimini oluşturuyor.
Makyaj ve aksesuarlar da grup üyelerinin imajının önemli unsurlarından. Her bir üyede sallanan küpeler, çeşitli kolyeler, yüzükler ve dövmeler göze çarpıyor. Ayrıca sadece Victoria değil, erkek üyeler de ruj, oje ve eyeliner (sıvı sürme) sürüyor. Böylece erkeklerin de makyaj yapabileceği ve bunun gayet de güzel ve çekici görünebileceğini kanıtlıyorlar. Bu “süslülük” hali grup üyelerini daha alımlı kılarken seksapellerini de katladıkça katlıyor. Giyimleri 60 ve 70’lerdeki Rockçılarına benzese de taklit etmemeyi başarıyorlar ve kendi moda çizgilerini de ortaya net bir şekilde koyuyorlar.
Måneskin’i ön plana çıkaran bir diğer özellikleri de şarkılarında, imajlarında ve söylemlerinde cinselliği ön plana çıkarmaları ve bu tabuya meydan okumaları. Kimi şarkılarında seks temasına alenen yer veriyorlar. Basçı Victoria açık biseksüel, davulcu Ethan ise yönelimini “cinsel olarak özgür” diye tanımlıyor. Grubun “straight” (heteroseksüel) olduğu tahmin edilen üyeleri Damiano ve Thomas’ın Eurovision’u kazandıktan sonraki zafer performansları sonunda öpüşmeleri heteronormativiteye bir başkaldırı olarak okunabilir.
Günümüzün en LGBT+ dostu müzisyenlerinden olan Måneskin, toplumsal cinsiyet normlarına savaş açmış durumda. Geçtiğimiz hafta düzenlenen MTV EMA ödül töreninde En İyi Rock Grubu ödülünü alan Måneskin’e, tören sonrasında “Homofobiklere söyleyeceğiniz bir şey var mı” diye sorulduğunda Ethan ve Damiano’nun “S*ktirip gitsinler” demeleri de bunu ispatlıyor.
Måneskin günümüzün en sıra dışı müzik gruplarından. Popülerliğini iyice yitiren ve gözden düşen rock müziği diriltmeleri ve yeniden ana akım müziğe dahil etmeleri, toplumsal cinsiyet rollerine sert bir şekilde karşı çıkmaları ve alışılmışın dışındaki kılık kıyafetleriyle hiçbir şeyden çekinmediklerini ve korkusuz olduklarını gösteriyorlar. Onları dinlemek ve takip etmek büyük bir keyif. Bir efsanenin doğuşuna tanıklık ediyor olabiliriz. Veyahut da günümüzdeki pek çok şarkıcı gibi popülerliğin tadını çıkartıp ileride solacak yapraklar da olabilirler. Fakat yetenekleri, üretkenlikleri ve iddialılıklarının onları uzun ölümsüz kılacağının ve ilk bahsettiğim ihtimalin gerçekleşeceğinin inancındayım.