Mesleki Röportajlar: Stajyer Avukat

Sosyal medyada gerek isyanlarını gerek mizahlarını bolca duyduğumuz ve hukuk hayatının temel rollerinden biri olan stajyer avukatlığı bir de stajyer avukatın gözünden dinleyelim istedik. Bu doğrultuda Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, şu anda da İstanbul Barosu bünyesinde stajyer avukatlığını sürdüren Mehmet Nedim Mete ile bir röportaj gerçekleştirdim.

Bora Üzüm: Nedim Bey merhaba. Öncelikle röportaj teklifimi kabul edip zaman ayırdığın için teşekkür ederim. Dilersen ilk sorumu yönelterek başlayayım. Türkiye’de stajyer avukat olmayı birkaç cümle ile özetler misin?

Nedim Mete: Nazik teklifin ve bu fikrin için ben teşekkür ederim. Stajyer avukat olmak, aslında ne öğrenci olmak ne de avukat olmak; ikisinin arasında bir yerdesin. Maddi anlamda öğrenci gibi kazanç sağlıyorsunuz ancak hareketlerin, tavırların, giyimin, kuşamın bir avukat gibi olmak zorunda. Bu yüzden bu öğrencilikten avukatlığa geçişteki bir yıl mesleği tanımak için, gelişmek için, o avukat kimliğini kazanabilmek için güzel ve gerekli olduğunu düşündüğüm bir süreç.

B: Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonraki bu avukatlık stajı, diğer bölümlerde olduğu gibi eğitim sürecine tam anlamıyla dahil değil. Senin de belirttiğin gibi tam arada. Öğrenci olunmadığı için haliyle devletten kredi/burs gibi imkanlara da erişilememekte. Genel olarak bu durumun olumlu ya da olumsuz etkileri nasıl yansımakta?

N: Maddi anlamda konuşacak olursak evet bir öğrenci değiliz. Devletten aldığın bir burs yok, hukuk fakültesini bitirmiş bir kimsenin. Ancak Türkiye Barolar Birliğinin sağlamış olduğu bir kredi programı var. Bu da gerekli evrakları toparlayıp başvurunca -şu an için 600 lira- her ay hesabınıza yatan bir miktar. O yüzden diğer bölümlerde öğrenciliğin vermiş olduğu bir rahatlık söz konusu iken avukatlık stajında o rahatlığa çok sahip değilsin. Çünkü artık maddi kaygılar gütmeye başlıyorsun, giderlerin artıyor. Evet TBB tarafından bir kredi imkânı sağlanıyor fakat bu kredi miktarının bir stajyerin hayatını devam ettirebilmesi için ve mesleki anlamda kendine gerekli olan materyal ve diğer şeyleri sağlayabilmesi için çok düşük bir miktar olduğunu düşünüyorum.

B: Peki bir stajyerin hayatta kalması ne kadar mümkün?

N: Aslında avukatlık kanununa baktığımız zaman bir stajyer avukatın kendi başına hayatta kalması çok mümkün gözükmüyor. Çünkü kanuna göre bir stajyer avukat staj yaptığı süre içerisinde başka bir sigortalı işte çalışamaz, ücret alamaz. Bu sebeple bir stajyerin hayatta kalması ancak üstatlarından, staj yaptığı ofisten alabileceği harçlık mahiyetindeki para, Baro kredisi veya aileden gelen yardımlar ile mümkün.

B: Hakikaten çok güzel özetledin, teşekkür ediyorum. Peki stajyer avukatların en temel 3 sorununu sorsam neleri sayabilirsin?

N: İlk olarak az önce de konuştuğumuz üzere maddiyat, para. İkinci olarak adliyelerde karşılaştığımız stajyerlere karşı takınan tavırlar, tutumlar. Özellikle stajyerler ikinci 6 ayında, yani avukat yanında staja başladıktan sonra icra tetkik mercilerinde, sulh hukuk mahkemelerinde duruşmalara girebiliyorlar. Aynı zamanda icra dairelerinde bağlı bulunduğu, yani yanında staj yaptığı avukatın işlerini takip edebiliyorlar. Bu işlerin takip edilmesi noktasında gerek icra dairelerinde gerek mahkeme kalemlerinde birçok zorlukla karşılaşıyorlar. Bunlardan en temeli dosya inceleme konusunda karşılaşılan sorunlar.

Kimi mahkemeler, kimi icra daireleri dosyayı inceletmek istemiyorlar. Stajyer avukat bunu incelemek istiyor. Eğer üstadı kendisine bir iş verdiyse kendisinin avukatlık kanundan doğan haklarının bilincinde olarak avukatlığa yakışır bir duruş ve tutumla istediğini elde etmesi noktasında -bu arada istediği de dediğim gibi kanundan doğan haklarını kullanabilmek- birtakım zorluklarla karşılaşıyorlar. Bence bunun üstesinden gelmek stajyer avukatlar açısından en büyük, en temel sıkıntılardan bir tanesi.

Üçüncüsü de staj yeri. Yani yanında staj yapılan avukatın stajyere karşı tutum ve davranışları. Mesela bazı stajyer avukat arkadaşlarımız var. Staj döneminde icra takip elemanı gibi çalıştırıyorlar. Bazıları var, yanında staj yaptığı avukatın şahsi işlerini de yapıyorlar. Bazılar var, üstat avukatı ona UYAP bile teslim etmiyor. Müvekkil görüşmelerine bile katılamayanlar var. Harçlık olarak çok çok düşük bir ücret veriliyor. Bazıları sekreter gibi kullanılabiliyor. Yani stajları sırasında kendilerinin olmayan, kendi görevleri dahilinde bulunmayan işleri yapmaya mecbur bırakılıyorlar. Bence stajyer avukatların en temel 3 problemi bu saydığım problemlerdir.

B: Zorlu bir süreç… Sen de dahil tüm stajyer avukatlara kolaylıklar diliyorum. Fakülteden mezun olmasına az bir süre kalmış hukuk öğrencisi olarak gözüm korkmadı değil.

Üstat avukat diyorsunuz. Bunu bir usta-çırak ilişkisine benzetebilir miyiz? Bu durumun hem stajyer avukatın üstat avukat üzerinde, hem üstat avukatın stajyer avukat üzerinde etkileri neler oluyor?

N: Avukatlık kanununun deyimiyle üstat avukatın 5 yılın üzerinde bir deneyime sahip olması gerekiyor. Yani stajını bitirecek ve sonrasında 5 yıllık bir kıdeme sahip olacak ki yanında hukuk fakültesini bitirmiş birisi staj yapabilsin. 5 yılın üzerinde kıdeme sahip olan avukatlarda belli bir avukatlık pratiği gelişmiş oluyor. Yani daha çok pratik düşünmeye ve işleri çözmeye yönelik bir duruşları oluyor.

Ancak stajyer avukat fakülteyi yeni bitirdiği için o taze bilgiler ile üstat avukata bir şeyler sunabiliyor. Gerek kanun değişikliklerini takibinden gerekse dediğim gibi bilgilerinin tazeliğinden kaynaklı o ofise yeni bir soluk getirebiliyor diyebilirim. Yani bence üstat avukatın tecrübesi ile stajyer avukatın bilgilerinin tazeliği harmanlanınca ortaya çok daha güzel işler çıkıyor.

Birbirlerine karşı yaklaşımları ise zaten o ilişkinin isminde gizli: Üstat Avukat-Stajyer Avukat. Mesele biz patron avukat-stajyer avukat demiyoruz veya işveren avukat-işçi avukat demiyoruz ( en azından staj içeresinde geçen süre boyunca). Biz usta avukat-çırak avukat da demiyoruz çünkü usta/çıraklık daha teknik işlerde kullanılıyor, mesela daha çok bedeni çalışmaya veya el pratiğine dayalı mesleklerde usta/çıraklık söz konusu iken; avukatlık daha çok karşıdakinin beyninden, hayat tecrübesinden, mesleğe bakışından faydalanılan bir iş olduğu için biz buna üstat avukat /stajyer avukat ilişkisi diyoruz.

B: Özür dileyerek araya gireceğim, peki üstat ne demek?

N: Üstat demek bilim ya da sanat alanında üstün bir yeteneği, ustalığı olan kişi olarak geçiyor. Aslında bizim yaptığımız iş de biraz teknik olmamak ile birlikte tamamen bilgiler üzerine, beyin üzerine yapılan bir iş olduğu için ve karşındaki kişinin fikir yapısından bir şeyler alabildiğin için üstat avukat/stajyer avukat ilişkisi bu ışık doğrultusunda gelişiyor. Yani bu tabirin kullanılması daha doğru oluyor diyerek toparlayayım.

B: O halde seni de biraz eskilere götürelim, okula dönelim. Okulda öğretilenlerle pratikte karşılaşılanlar arasında çok bir farklılık var mı? Bu soruyu çok deneyimli bir avukata sormaktansa bir stajyer avukata sormayı daha değerli buluyorum çünkü sen hem okuldan yeni çıkmış hem de sahaya yeni inmiş birisi olarak çok daha etkin bir şekilde gözlemleyebilirsin.

N: Okulda öğretilen şeyler genelde bir hukukçu yetiştirmek için öğretiliyor. Hukuk fakültesini bitiren bir kişi hukukçu kimliği ile öne çıkıyor ve aslında ona bir savunmanlık eğitimi verilmiyor. Kanun normları öğretiliyor ve yorumları yapılıyor. Saf hukuk üzerine tartışmalarda bulunuluyor. Ancak mesleğe geçince, özellikle avukatlık mesleğinde o kanun hükümlerini müvekkilinin haklılığını ispatlamak için yorumlamak söz konusu. Yani bence hukuk fakültesinde yapılan şey pasif bir eylem iken, sadece öğrenme üzerine kurulu iken; avukatlıkta, meslekte bu kuralları daha çok müvekkilin lehine savunmak, uygulamak, yorumlamak unsurları öne çıkıyor. Bu sebeple hukuk fakültesi ve avukatlık birbirinden çok farklı şeyler değil ancak avukat olmak hukuk fakültesini bitirmiş bir kimse olmaktan daha zor bir şey. Staj dediğimiz de hukuk fakültesini bitirdikten sonra kendini avukatlık için eğitmen gereken bir süreç.

B: Peki başlamak için doğru şehir nasıl seçilir? Çoğu arkadaşın özellikle kafasını kurcalayabilen bir sorun. Bu konuda doğru karar nasıl verilmeli? Mesela sen İstanbul’a gittin, neden gittin? Bu konuda fakülteden mezun olacak arkadaşlarımıza tavsiyelerde bulunabilir misin?

N: Aslında avukatlık serbest meslek yönü öne çıkan bir meslek olduğu için ilk başlarda daha çok eşinizin, dostunuzun sizi başkalarına tavsiye etmeleriyle müvekkil çevrenizi oluşturuyorsunuz. Bundan dolayı çoğu kişi hukuk fakültesini bitirince memleketlerine dönüyorlar ve stajlarını orada yapıyorlar. Bence bu doğru bir yaklaşım. Şehir seçimi yaparken biraz daha arz-talep dengesinin göz önünde bulundurularak yığılmaların çok fazla olduğu şehirlerdense yığılmaların daha az olduğu şehirlere, tüzel kişilerin ve iş imkanlarının daha fazla olduğu şehirlere yönlenebilir.

Her şeyin haricinde nerede mutlu olacağınıza inanıyorsanız, kendinize nerede bir hayat kurmayı düşünüyorsanız avukatlık mesleğinde istediğiniz yönde bir tercihte bulunabilirsiniz.

B: Peki başlamak için doğru ofis, doğru üstat nasıl tercih edilir?

N: Aslında röportajın başlarında da bahsettiğim şeyler bu konuda etkili. Sekreter, icra takip elemanı ve benzeri şekillerde çalışmaya mahkûm bırakılan stajyer avukatlar var. Yani size gerçekten avukatlığı öğretecek birinin yanında pişmeniz her şeyin ötesinde bir değer yaratacaktır. Kendimden örnek verecek olursam benim için temel kriterler stajyerlik dışında başka bir işle uğraşmayıp mesleği hakkıyla öğrenebileceğim, bana güvenilebilecek, kendi alanımı yaratabileceğim ve inisiyatif alabileceğim bir ofiste çalışmaktı. Ben böyle bir ofiste staj yapıyorum ve bu durumdan mutlu olmakla birlikte gelişimime katkısının kesinlikle büyük olduğunu hissediyorum.

B: Nedim hem kendim adına hem de bu yazıyı okuyacak tüm kişiler adına verdiğin cevaplar ve ayırdığın vakit için teşekkür ediyorum. Umarım senin de meslek hayatın istediğin doğrultuda başarılı bir şekilde gider.

N: Ben de teşekkür ediyorum güzel soruların için. Umarım stajyer avukat arkadaşlarımın ve bu yola girecek arkadaşlarımın da her şey istedikleri gibi gider diyorum.

Bir cevap yazın