Trafiğin bunaltıcı sesi
Bir balkondan oturmuş sokağı seyrediyor bir ihtiyar
Saksıların arasında süzülen
Bitkin bakışlarla
Alt komşusu çıkıyor sonra
Demirlere yaslı kenarda
Biraz dalıyor biraz çıkıyor düşüncelerinden
Üstesinden gelmeli ikisi de önündeki hayatın
Ve geçmişin
Çok geçmiş ihtiyardan
Gelememiş bugüne
Yıllardan kalan iki buğulu göz saçları dökülmüş bir karış
İki gözden yukarı alnı hep kırış kırış
Anıların her seferinde biraz değişiyor ah iki gözüm
Alt komşu bir o kadar kaybedecek daha
Eskimemiş ellerine kanma
Evim dediğin yerin duvarı olmaz kanma
Bak ihtiyara hatırlar mı yuvayı
Bak kendine buldum sandıkların hep ayrı ayrı
Ait olduğunu beden sanma erken sana
Yaşanacak ne çok şey var o kadar az zamanda
Altlı üstlü bakıyorlar sokağa
Sokak onlara onlar sokağa
İkisinin arası iki metre elli yıl
İhtiyar, iki gözüm
Üç beş saksı birkaç tabure
Uyduruk bir masa üstüne döküldüğün
İnanma her şiire her masaya
Masa da masaymış ha dediği o değil
Karanfil de sana yetişmeden soldu
Başını koyduğun derya köpürür
Ha dedin mi büyüyor omuzlarında her gün
İlkokul çocukları geçiyor şen şakrak
Bir avuç su gibi pak bir okyanus gibi ferah
Sokak bakıyor komşulara üstten
Yumuşayan bakışlarla
Ne olsa beğenirsin sonra
Olmayacak şeyler olsa
Balkonlar boş kalıyor bir anda
İkisi de kapatmıyor kapıyı arkasından
Hayat hangi kapıdan girse mutlu edecek gibi
İçeride bekleyedursunlar
Bekledikleri misafir çayı çoktan hazır etmiş
Yanında anne kurabiyesi ve
Geçen baharın bıraktığı salata kokusuyla